UGUR YILMAZ
  ABDULHAMİD HANA GÖRE JÖN TÜRKLER
 

  UGUR YILMAZ

ABDÜLHAMÎD HAN'A GÖRE JÖN TÜRKLER

"... Ve daha garib bir tecelliye bakiniz ki, "Genç Osmanhlar"i da "Jön Türkler"i de Osmanli Imparatorlugu'nu parçalamak isteyen büyük devletlerin hepsi arkaliyorlardi! Bu devletlerin gözünde ümit bu gençlerdeydi!.. Bunlarin dedigi yapilirsa, Osmanli imparatorlugu kurtulacak, dediklerine kulak asilmazsa, batacakti! Iki kere istemeyerek de olsa, dediklerini yaptik ve iste battik!... Bari son kalan bir avuç vatan topraginda yasayanlarin gözleri açildi mi?., Insaallah!..

Evlâdim sayilan bu vatan çocuklari, benim, bir sarayin dört duvari arasinda gördügüm hakikati, koskoca yeryüzünü gezip tozduklari hâlde nasil görmediler; nasil görmediler de ecdâd kani ile sulanmis koskoca bir ülkeyi kendi elleriyle hatirdilar!

Suçlamaya dilim varmiyor; fakat görüyorlardi ki, ingilizler, Fransizlar, Ruslar, hattâ Almanlar ve Avusturyalilar yâni bütün büyük Avrupa devletleri, menfaatlerini Osmanli mülkünün parçalanmasinda bulmuslardir. Görüyorlardi ki bu devletler birbirleriyle dalasiyorlar, ama Osmanlilari bölüsmekte anlasiyorlardi. Anlasamadiklari, kimin daha büyük parçayi yutacagi idi. öyle oldugu hâlde, bu düsüncede olan devletlerin kendilerini arkalamalarindan da mi bir mânâ çikaramiyorlardi ?

Söyledim, yine söyleyecegim, anlattim, yine anlatacagim, düsünmüyorlarmiydi ki, Osmanli ülkesi bir çok milletlerin bir araya gelmesinden meydana gelmistir. Böyle bir ülkede mesrûtiyet, ülkenin unsur-i aslîsi için (temel unsur) ölümdür, ingiliz Parlamentosunda bir Hindli, Afrikali, Misirli; Fransiz Parlamentosunda bir Cezayirli meb'ûs varmiydi ki, Osmanli Parlamentosunda Rum, Ermeni, Bulgar, Sirp ve Arap meb'ûsu bulunmasini istemeye kalkiyorlar!..

Hayir, bunca okumus, düsünmüs, kendisini dâvasina vermis vatan evlâdinin cibilliyetsiz çikacagini kabul edemem! Sâdece aldandilar, derim. Aldandilar ama, cezalarini kendilerinden çok, aldanmayan milyonlarca masum vatan evlâdi çekti! Hem öldüler, hem de vatandan oldular!

Kendilerine "Jön Türkler" denilen kimseler aslinda üç-bes kisidir. Bunlar yillarca Avrupa'da benim aleyhimde çalismislar, benim aleyhimde çalismanin vatanin da aleyhinde çalismak demek oldugunu düsünmeden yazmislar, çizmisler, söylemislerdir. Çikardiklari gazeteleri gizlice memlekete sokmanin yolunu büyük devletlere arkalarini dayayarak buluyorlar, yabanci posta-hânelerden de yabanci uyruklu kimseler araciligi ile çekip suna buna dagitiyorlardi. Yillar yili, ciddî sayilabilecek bir te'sirleri olmamistir; ciddi sayilacak bir fikirleri olmadigi gibi...

Fakat ben buna ragmen, kendileriyle ilgilendim. Yabanci memleketlerde parasizlik yüzünden bâzi seylere katlanmamalari için, gazetelerini satin almak bahanesiyle büyük yardimlarda bulundum, bazi kimselerin memleketten para göndermelerine göz yumdum. Tek yabancilarin masasi olmasinlar, muhalefetleri yanlis da olsa namuslu kalsin diye!..

Ahmed Celâleddîn Pasa'nin Misir'da Ali Kemâl Bey'den aldigi mektubu görmüstüm. Bu mektup her hâlde Yildiz evraki arasinda saklidir. Kimin nereden para aldigini isim isim yaziyordu. Bu mektupta, Dr. Abdullah Cevdet, Dr. Ishak Sükuti, Dr. Bahaddin Sâkir, Dr. Nâzim, Dr. Ibrahim Temo'nun Fransiz ve italyan localarina bagli olduklarini ve bu localarin yardimiyla yasadiklarini, hattâ memleketteki ailelerine dahi bu localar eliyle para gönderildigini yaziyor ve bunlarin vesikalarini gösteriyordu.

Avrupa'da, Misir'da çesitli namlar altinda çikan gazeteler ve buralarda gezinen gizli cemiyetin adamlari, daha önce de söyledigim gibi, memlekete ciddî bir zarar vermediler. Fakat mason localari, bütün takiblerimize ragmen, "Ittihâd ve Terakki'ye bagli subaylari harekete geçirince, bu âvâre insanlar birer bayrak hâline geldiler. Iste Jön Türkler ve Ittihâd ve Terakki cemiyetinin hikâyesi de budur."


Abdülhamîd'in Hâtira Defteri; sh. 60

 

 
 
  Bugün 12 ziyaretçikişi burdaydı!  
 


sitene-ko-ekle.tr.gg>
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol